
Ege Denizi'nde Deprem Fırtınası ve Artan Endişeler
Sabah saat 10:16’da Ege Denizi merkezli 4.8 büyüklüğünde bir depremle güne başlayan bölge, akşam saatlerinde bir kez daha aynı büyüklükte sarsıldı. 7 kilometre derinlikte gerçekleşen bu iki deprem, hem Türkiye hem de komşu Yunanistan tarafında paniğe yol açtı. Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) verilerine göre depremler kara üzerinde ciddi bir yıkıma yol açmasa da, bölgede son günlerdeki sismik hareketlilik dikkat çekici boyutlara ulaşmış durumda.
Şaşırtıcı olan ise bu iki depremin yalnızca yüzlerce küçük sarsıntının parçası olması. 28 Ocak 2025’ten bu yana Ege Denizi ve çevresinde yaklaşık 900 deprem kaydedilmiş durumda. Bölgede yaşayanlar her gün “Acaba sıradaki daha büyük mü olacak?” endişesiyle yaşıyor. Özellikle İzmir ve çevresi, sarsıntıların sıkça hissedilmesiyle gündelik yaşamı tedirginlikle sürdürüyor. Sarsıntıların ardından sosyal medya üzerinden birçok kişi, evlerinde hissettikleri sarsıntıyı ve yaşadıkları korkuyu paylaştı.
Santorini’de Acil Durum ve Tsunami Alarmı
Ege Denizi'ndeki en çarpıcı gelişme, Yunanistan'ın Santorini Adası’nda yaşandı. Yunan Sivil Koruma Genel Sekreterliği, peş peşe gelen depremler sonrası adada acil durum ilan etti. Yetkililer ada halkına “her an olası bir tsunamiye karşı tedbirli olun” çağrısı yaptı. Bazı kıyı bölgelerinde kısa süreli tahliye hazırlıkları başlatıldı. Otellerde kalan turistlere ise yüksek bölgelere çıkmaları önerildi.
Bölgede 4 Şubat’ta yaşanan 5.3 büyüklüğündeki deprem hala hafızalardayken, akabinde gelen çok sayıda artçı sarsıntı, paniğe tuz biber ekti. Uzmanlar, Ege Denizi'nin Kuzey Anadolu Fayı, Girit ve Kiklad Adaları yakınındaki karmaşık fay hatlarının sık sık büyük deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu vurguluyor. Santorini gibi volkanik geçmişiyle bilinen adalarda ise, sismik dalgalanma her zaman ikili bir tehlikeye işaret ediyor: Deprem ve olası volkan tetiklenmesi.
Bilim insanları bu noktada önemli bir uyarı yapıyor. Şu anki sismik dalganın ardında Ege Denizi'nde aktif volkanik faaliyet olmadığı belirlenmiş durumda. Yani, depremler bir volkanın patlama öncesi belirtisi değil. Yine de, bölgede bu seviyede bir hareketliliğin aylarca sürebileceği ifade ediliyor. Sarsıntıları takip edenlerin görevi, hem yetkililerin uyarılarına kulak vermek, hem de olası bir tsunamiye karşı pratik önlemler almak. Depremler sonrası geçmişte nadir de olsa, küçük çaplı tsunamilerin yaşandığı, bazı sahil şeritlerinde suların çekildiği görülmüştü.
Yetkililer bir yandan güvenlik tedbirlerini sıkı tutarken, bölgedeki okullarda deprem tatbikatlarına başlandı. Halk ise sismik uyarı uygulamalarını telefonlarına indirip, gelişmeleri anlık takip ediyor. Çiftlik sahipleri ve denizciler, hayvanlarını ve teknelerini güvenli yerlere çekmeye başladı. Böylesi bir hareketlilik uzun süredir görülmemişti.
Bir yorum Yaz