Türkiye'ye Deprem Sonrası Uluslararası Finansman Akışı
2023'te meydana gelen ve Türkiye-Suriye sınırındaki milyonlarca insanın hayatını etkileyen büyük depremler, ülkenin tüm gündemini sarsmıştı. Bu felaketin ardından yıkılan konutlar, zarar gören altyapı ve temel hizmetlerin yeniden tesisi için milyarlarca dolarlık kaynak gerekiyordu. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz iki yıl içinde Türkiye'nin uluslararası kuruluşlardan 6,7 milyar dolar değerinde uzun vadeli ve düşük faizli finansman sağladığını duyurdu. Bu kaynak, özellikle deprem bölgelerinde barınma krizini çözmek ve altyapıyı yeniden inşa etmek için tasarlandı.
Şimşek’in açıklamalarında en dikkat çekici nokta ise, İslam Kalkınma Bankası'nın sadece yeniden yapılanma projelerine özgü 200 milyon euro ek finansman taahhüdü oldu. Bunun yanı sıra, deprem sonrası uluslararası yardımlar kapsamında Dünya Bankası tarafından aktarılan 1,78 milyar dolarlık bir paket daha var. Türkiye ekonomisi uzun süredir dış kaynaklara erişimin zorluklarını yaşarken, bu tür düşük maliyetli kredilere ulaşmak önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Risk Primi Düşüşü ve Yabancı Yatırımcı Güveni
Bakan Şimşek, uluslararası piyasalarda Türkiye’nin risk primindeki belirgin düşüşün finansmana erişimi kolaylaştırdığının altını çizdi. Kredi risk primleri ne kadar düşükse, ülke dış borçlanmalarında o kadar avantajlı oranlarla kaynak bulabiliyor. Şimşek’in ifadesine göre, risk primlerinin azalmasıyla Türkiye, çok daha uygun koşullarda dış finansman sağlayabiliyor ve yeniden yapılanma projelerinde dış desteğe kapı açmış oluyor.
Son zamanlarda, Türkiye’nin uluslararası kredi notunu etkileyen politikaların yanında, özellikle deprem sonrası hızlı reaksiyon verilmesi ve alınan finansal desteğin şeffaf bir biçimde açıklanması da yatırımcıların gözünde önemli bir güven unsuru oluşturuyor. Özellikle depremden etkilenen kentlerde, konut ve kamu hizmetlerinin yeniden tesisinde bu kaynakların etkin kullanımıyla birlikte, bir nebze olsun vatandaşlara yeniden umut ışığı doğuyor.
- Konut ihtiyacı ve barınma krizi için fonların ilk etapta kullanılacağı vurgulanıyor.
- Yıkılan altyapı, enerji, ulaşım ve temel kamu hizmetleri için mali destek sağlanacak.
- Dış kredi anlaşmaları, uzun vadeli ve düşük faizli olduğu için kamu bütçesine ekstra yük getirmeyecek.
- Yeni fon arayışları ve projelerle dış finansmanda büyüme bekleniyor.
Kısa sürede toparlanmanın yolu; güvenilir dış finansmanı ülke yararına ve halkın hızlı ihtiyacı olan alanlara kanallandırmaktan geçiyor. Her şeye rağmen, depremin yaralarının sarılması için bu tür fonlar bir başlangıç noktası niteliğinde. Türkiye, jeopolitik zorluklara ve ekonomik dalgalanmalara rağmen, sürdürülebilir kalkınma için uluslararası iş birliğine dönük çabalarını sürdürüyor.