
Çin'den Orta Doğu'ya Net Mesaj: Bedel Sizi Vuracak
Çin dış politikada sesini yükseltti, mesaj ise açık: İran ile İsrail arasındaki tırmanan gerginliğin bedelini Orta Doğu ödeyecek. Pekin’den birbiri ardına gelen açıklamalarda, çatışmaya dair hem endişe hem de belli bir mesafe var. Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ve Birleşmiş Milletler Daimî Temsilcisi Fu Cong, İsrail’in İran’daki nükleer ve askeri tesislere yönelen saldırılarını uluslararası hukukun ihlali olarak tanımladı. Ancak eleştiriler sözde kaldı, çünkü Çin, Tahran’a fiili destek konusunda temkinli davranıyor.
Pekin yönetimi, İran’a müttefik olarak yakın durduğunu göstermeye çalışsa da gerçekçi davranıyor. 2021’de imzalanan 400 milyar dolarlık iş birliği anlaşmasına rağmen, ekonomik riskleri azaltmak için başta Körfez ülkeleri olmak üzere tüm bölgeyle ilişkileri çeşitlendirdi. Uzmanlar, Çin’in büyük vaatlerinin yerini pratik kaygıların aldığını söylüyor. İran’ın İsrail saldırıları sonrası bölgedeki siyasal ve askeri dengesi zayıflamış durumda. Bu da Çin’in uzun vadeli stratejik hesaplarını karmaşık hale getiriyor.

Enerji Güvenliği ve Bölgesel Dalgalanmalar
Çin’in enerji güvenliği kırılgan. Ham petrol rezervlerinin önemli bir kısmı İran ve komşu ülkelerden geliyor. Çatışma büyürse Çin’in petrole erişimi tehlikeye girebilir. Sadece enerji değil; altyapı projeleri, teknoloji yatırımları ve finansal sözleşmeler de masada. Pekin, bölgedeki ekonomik çıkarlarını korumak için taraflara defalarca ‘ateşkes’ ve ‘gerilimin yayılmaması’ çağrısı yaptı.
Çinli yetkililer, yaşananları Gazze’deki krize de bağlıyor. İsrail’in Hamas’a karşı yürüttüğü operasyonların henüz sönmemiş olması, yeni bir çatışmanın Orta Doğu’da kontrolden çıkma riskini artırıyor. Çin, çözümün BM arabuluculuğuyla gelmesi gerektiğinde ısrarcı fakat bugüne kadar somut bir arabuluculuk girişimi başlatmadı. Şimdilik konuşulanlar, diplomatik açıklamalar ve uyarılarla sınırlı kaldı.
Analistler ise asıl riskin önümüzdeki günlerde ortaya çıkmasından korkuyor. İran’ın askeri çatışmanın ötesinde, siber saldırılar ve terörist gruplar üzerinden vekâlet savaşı başlatabileceği konuşuluyor. Suudi Arabistan ve BAE gibi Çin’in büyük yatırım yaptığı ülkeler ise, enerji tesislerinin hedef olmamasını sağlamaya çalışıyor.
- Pekin, İran’ı siyaseten savunuyor ama askeri veya maddi destekten kaçınıyor.
- Orta Doğu’daki yatırımlarını kaybetme korkusuyla taraflara baskı yapıyor.
- İran’ın güç kaybetmesi, Çin’in stratejik planlarını bozuyor.
Çin’in bölgeye dair kartları eskisi kadar güçlü değil. Herkes diken üstünde çünkü olası bir İran misillemesinin, sadece çatışan iki ülkeyle sınırlı kalmayacağı ortada. Pekin’in ‘tarafsız ama temkinli’ diplomasisi, Orta Doğu’nun kaderini belirlemede tek başına yeterli olmayacak gibi görünüyor.
Bir yorum Yaz