
Deren Talu: Okumak Hayatımın Bir Parçası
Genç ve popüler sanatçı Deren Talu, Gardırop dergisine verdiği son röportajda bütün samimiyetiyle edebiyata olan bağlılığını paylaştı. Önceleri güzelliği ve ekran yüzüyle gündeme gelen Talu, bu kez kitaplara olan düşkünlüğüyle adından söz ettirdi. 'Tam bir kitap kurduyum' diyerek okuma sevgisini gizlemedi ve 2024 yılında tam 76 kitap bitirdiğini açıkladı. Düşünsenize, ayda yaklaşık altı kitap! Türkiye’de hızla dijitalleşen eğlence ve medya ortamında, bu kadar yoğun kitap okumak herkese göre değil.
Deren Talu'nun kalbinde ayrı bir yeri olan eserlerden biri, Dostoyevski'nin unutulmaz klasiği ‘Suç ve Ceza’. Talu, bu romanın insan psikolojisindeki çatışmaları öyle iyi anlattığını ve kendisini derinden etkilediğini özellikle vurguluyor. Bir yandan Tolstoy’un ‘Savaş ve Barış’ı, diğer yandan Bulgakov’un ‘Mastır ve Margarita’sı da sanatçının favorileri arasında. Türk edebiyatında ise Zülfü Livaneli’den ‘Serenad’ ve Elif Şafak’tan ‘On Dakika Otuz Sekiz Saniye’, Deren'in tekrar tekrar dönüp okuduğu eserler.
Sosyal medyada sık sık paylaştığı kitap önerileriyle bilinen Talu, kitapların kendisine dünyaya farklı bir pencereden bakmayı öğrettiğini söylüyor. Özellikle klasiklerin karakter zenginliği ve yaşattığı psikolojik gerilim, onu bambaşka yolculuklara çıkarıyor. Listesinde klasik Rus romanlarının yanı sıra, çağdaş Türk yazarları da yer buluyor. Deren Talu’nun kitaplığının çeşitliliği, okuma alışkanlığını sıradan bir hobi olmaktan çıkarıp, gerçek bir yaşam biçimine dönüştürüyor.
Aile Bağları ve Kariyer Hedefleri
Sanatçının röportajda dile getirdiği bir diğer konu ise aile ve samimiyet. 'İlk olarak aileme çok bağlıyım, onlardan asla vazgeçemem' diyen Deren, kalabalık bir sosyal çevreden ziyade, az ama kaliteli dostluklar kurmayı tercih ediyor. Ona göre gerçek ilişkiler, karşılıklı güvene ve samimiyete dayanıyor. İş temposunun yoğunluğu arasında ailesi ve yakın arkadaşlarıyla geçirdiği vakit, Deren için en büyük denge unsuru.
Kariyer söz konusu olduğunda ise Talu'nun kararlılığı gözden kaçmıyor. Hayallerini 'adım adım gerçekleştiriyorum' diyerek hedeflerine ulaşmak için sabırla ve disiplinle çalıştığını anlatıyor. Özellikle oyunculuğa verdiği değerden söz açılıyor. 'Oyunculuk benim için daha ağır basıyor' ifadesiyle, sahne önünde olmanın ve farklı karakterleri canlandırmanın kendisine müzikten daha yoğun bir deneyim yaşattığını belirtiyor. Talu’nun bu net duruşu ve çalışkanlığı, onun kariyerinde tesadüflere pek yer bırakmadığını gösteriyor.
Hem kitaplara olan bağlılığı, hem aile değerlerine gösterdiği özen, hem de işine duyduğu tutku; Deren Talu’nun genç yaşında nasıl olgun ve kendi ayakları üzerinde duran bir profil çizdiğini açıkça ortaya seriyor.
Bir yorum Yaz