
Hrant Dink Cinayeti Davasında Yeni Dönem: Eski Kamu Görevlileri Yeniden Yargı Önünde
Hrant Dink’in 2007’de öldürülmesi Türkiye’de toplumsal hafızadan hiç silinmedi. Yıllar süren soruşturma ve yargılamalara rağmen dosyadaki sır perdesi tam anlamıyla aralanmadı. Ancak Yargıtay’ın geçtiğimiz yıl aldığı bozma kararıyla birlikte, olayda sorumluluğu olduğu iddia edilen eski kamu görevlileri ve emniyet mensuplarının da aralarında bulunduğu 15 kişi bir kez daha hâkim karşısına çıktı.
Bu kişiler arasında FETÖ lideri Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz ve dönemin polis ile acil servis personelleri dikkat çekiyor. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamada sekiz sanık, 'Türkiye'nin anayasal düzenini yıkmaya teşebbüs'den ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Bu kararlar Türkiye’nin yargı tarihine damga vuracak nitelikte.
Duruşmalarda çoğu sanık cezaevinde tutulduğu ya da adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı için mahkeme salonuna doğrudan getirilmedi. Katılımlar genellikle SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) üzerinden sağlandı. Duruşmanın bu teknik boyutu, pandemi sonrasında adalet sisteminde örneğini daha sık görmeye başladığımız uygulamalardan biri oldu.
Sanıkların Savunmaları ve Dava Sürecinde Yaşananlar
Sanıklar, üzerlerine atılı suçlamaları net bir dille reddediyor. Eski asker Muharrem Demirkale, savunmasında bu dosyanın tamamen ‘kumpas’ olduğunu dile getirip, örgütsel bağlantı iddialarını kabul etmedi. Bir başka sanık Veysel Şahin ise Ogün Samast ile hiçbir irtibatı olmadığını, cinayet planına dahil gösterilmek istenmesini ‘akıl dışı’ bulduğunu söyledi.
Davada yargılama takvimi de aksaklıklardan etkilendi. İlk olarak 10 Ocak 2025 tarihine ertelenen dava, sonraki duruşmada ise bir sanığın savunmasının tamamlanamaması gerekçesiyle 7 Şubat 2025’e kaldı. Mahkemeye Trabzon’dan uzaktan katılan Ogün Samast’ın beyanları ise, hala dosyanın çözülmemiş yönlerine ışık tutulamamasının göstergesi gibi.
Mahkeme dosyasında, 2007 yılında işlenen cinayetin yalnızca bireysel bir suç olmadığı, benzer davalarda gündeme gelen ‘devlet görevlilerinin ihmali ya da işbirliğinin’ de masaya yatırıldığı görülüyor. FETÖ şüphelileri, bazı eski bürokratlar ve polisler hakkında hazırlanan iddianamele, olayın tek failli bir suikast olmadığını, derin bir yapılanmanın ürünü olabileceği iddiasını güçlendirdi.
Öte yandan sanık avukatları, müvekkillerinin suçla bağlantısını gösteren somut delil olmadığını ileri sürerek kamuoyunda 'göstermelik bir yargılama' yapıldığı savunmasında bulunuyor. Mahkemede konuşan bazı isimler, geçmişteki adalet sistemindeki çarpıklıklara ve 'FETÖ kumpasları'na vurgu yapıyor. Dava boyunca sanıklar sık sık hak ihlallerine ve adil yargılanma taleplerine dikkat çekti.
Olayın yankıları bu davanın ötesine taşınıyor. Pek çok kişi Hrant Dink cinayetinin tamamen aydınlatılmasını beklerken, yeni yargılama sürecinde adalet arayışı da devam ediyor.
Bir yorum Yaz