
Nolan’ın Oppenheimer’ı: Bilim, Vicdan ve Sinema Bir Arada
Yazın ortasında vizyona girip Oppenheimer kadar gündem yaratan bir film bulmak kolay değil. Christopher Nolan, bu kez Hollywood’un alışıldık aksiyon ve bilim kurgu tarifelerini bırakıp, insanlığın en tartışmalı dönemlerinden birini masaya yatırıyor. 21 Temmuz 2023’te vizyona giren filmde, Cillian Murphy efsanevi fizikçi J. Robert Oppenheimer’ı canlandırıyor. Kadroda Emily Blunt, Matt Damon, Robert Downey Jr., Florence Pugh ve Kenneth Branagh gibi yıldızlar da var. Yani işin oyunculuk kısmı adeta yıldızlar geçidi.
Oppenheimer’ın hikâyesi bilimsel gelişmeleri bir kenara bırakıp, yarattığı etik ve psikolojik çalkantıyı izleyiciye derinden hissettiriyor. Her şey, 1954’teki meşhur güvenlik duruşmasında başlıyor ve oradan Oppenheimer’ın akademik kariyeri, ilişkileri ve atom bombasının icadında yaşadığı ikilemlere uzanıyor. Christopher Nolan yine klasik tarzını konuşturmuş: Zaman çizgileriyle oynayan, geçmişe ve geleceğe bir o yana bir bu yana dolaşan bir kurguya sahip. Anlatısı parça parça gibi dursa da, aradaki bağ çözüldükçe film kendi bütünlüğünü hissettiriyor.
Sinema Teknolojisinde Bir İlk: IMAX Siyah-Beyaz
Nolan, teknik yenilikçilikten vazgeçmiyor. “Oppenheimer”da IMAX 65 mm ve büyük format film kullanarak sınırları zorladı. Üstelik sinema tarihinde ilk defa IMAX siyah-beyaz film kullanıldı. Bu da özellikle dönemin ruhunu yansıtmakta büyük rol oynuyor. Görsel efektler yine Nolan’ın imzasını taşıyor: Gerçekçi, göze sokmayan ama iz bırakan bir sadelik var. Sinema salonunda bu filmi izlerken, adeta o dönemde yaşıyor gibi hissediyorsun.
This yapımda Nolan, Warner Bros. ile yaşanan streaming anlaşmazlıkları sonrası Universal’a geçti. Bu stüdyo değişikliği, filmin gösterim stratejisinden finansmanına kadar pek çok şeyi etkiledi. Filmin R-rated (18+) olması ise yönetmenin uzun süredir uygulamadığı bir tercih ve bu, filmin daha çarpıcı ve filtresiz olmasını sağlamış.
- Cillian Murphy’nin Oppenheimer portresi, Oscar jürisini de etkiledi. Nolan ise En İyi Yönetmen Oscar’ını bu filmle kazandı.
- Kritikler, film için "nabız hızlandıran paradoks" ve "yaratıcı bir biyografi" demekten çekinmedi.
- Bazı izleyiciler ise filmin temposunu fazla ağır buldu ve anlatımın kafa karıştırıcı yapısını tartıştı.
Ancak şu var ki; film, yaz sezonunun gişede en çok konuşulan, tartışılan ve iz bırakan yapımlarından biri haline geldi. Oppenheimer’ın içsel çatışması, tarihin kırılma noktasındaki etik tartışmalar ve modern sinemanın teknolojik olanakları, bir araya gelip izleyicisine yoğun, düşündüren ve uzun süre akıldan çıkmayan bir deneyim sunuyor.
Bir yorum Yaz